İstanbul 14°
FatihAltayli

Fatih Altaylı

Diğer yazılarıFatihAltaylı

Yazı İçeriği

  • İzan, akıl nerede!

  • Güvensizlik

  • Sadece hakem değil Federasyon başkanı da yabancı olmalı

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

detail banner reklam

İzan, akıl nerede!

FatihAltaylı
Köşe Yazısı

Fatih Altaylı

Şubat 20, 2025

Yazı İçeriği

  • İzan, akıl nerede!

  • Güvensizlik

  • Sadece hakem değil Federasyon başkanı da yabancı olmalı

  • NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Güvensizlik

Beklenen oldu.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve aynı derneğin Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras polis nezaretinde götürüldükleri savcılıktaki sorgularının ardından “adil yargıyı etkileme ve doğru olmayan bilgiyi alenen yayma” suçlamalarıyla sorgulandıktan sonra “adli kontrol ve yurt dışı çıkış yasağı” şartıyla serbest bırakıldılar.

Suçlanmalarına neden olan toplantıda ne demişlerdi, hatırlamak ister misiniz?

Ekranlarına yansıttıkları bir slaytta şunlar yazıyordu:

“Kartalkaya Otel yangını 78 kişi

Erzincan İliç Altın Madeni 9 kişi

Kahramanmaraş merkezli deprem on binlerce kişi

Soma Kömür Madeni 301 kişi

Maliyetten kaçınan iş sahipleri, hak etmediği koltuğa oturan özel sektör ve kamu yöneticileri”

Bir diğerinde ise “Kadınların iş gücüne katılımı yüzde 37, OECD ortalaması yüzde 52”.

Ve en çok kızdıkları diğer slaytta ise “Politikacılar, iş insanları, gazeteciler sorgulanıyor, tutuklanıyor, teğmenler ihraç ediliyor” yazıyor.

Bu yazılanlardan hangisi “doğru olmayan bilgi” ki, bunları alenen yaymak suç oluyor.

Ayrıca bunları bilmeyen mi var ki, alenen yaymaya ihtiyaç olsun.

Geçen hafta Perşembe günü yapılan TÜSİAD Genel Kurulu sonrası AKP’den peş peşe bu iki isme yönelik tepkiler gelirken Youtube programımda “Dur, daha bu bir şey değil. Cumhurbaşkanı memlekete dönsün, bak o zaman ‘Ey TÜSİAD’ diye nasıl başlayacak” demiştim.

Tam da öyle başladı, “Eyyy, TÜSİAD’ diye.

Ve o ana kadar bekleyen “yargı” hemen harekete geçti.

Her iki isim de evlerinden alındılar.

Polis nezaretinde, adaletin kralı bizde olduğu için Saray dediğimiz Adliyeye getirildiler.

Sorgulandılar.

Mahkemeye sevk edildiler.

Ve başından belli olduğu üzere yurt dışı çıkış yasağı ile haklarındaki iddianameyi beklemeye başladılar.

Kendilerine “Kulübe hoş geldiniz” diyorum.

Biri 65, diğeri 71 yaşında iki iş insanı ve yöneticinin sanki koşarak kaçacaklarmış gibi kollarına giren polislerle mahkemeye götürülmeleri olayın tamamı kadar çirkin bir görüntüydü.

Bilhassa yapıldığı, gözdağı maksatlı olduğu, bir propaganda fotoğrafı olarak kullanılmak üzere verildiği belliydi.

Ama en az bu kadar iğrenç olan, kimi yandaş, kimi sözde muhalif medyanın Orhan Turan’ın Adliye koridorundaki fotoğrafına “Elleri cebinde geldi” diyerek yaptıkları çirkin yorumdu.

Mehmet Şimşek, o fotoğrafı ve bu dava dosyasını bundan sonra gerek İngiltere’ye gerekse Körfez’e yapacağı “para bulma” turlarında kullanabilir.

O kullanmaz ise muhataplarının kullanacağı açıktır.

Ama mesele o da değildir.

Yabancı ve hatta sermayeye kuruş ihtiyacın olmasa bile yapılan iş rezalettir.

Kimseye ihtiyacı olmayanların bile adalete ihtiyacı vardır. Adaletsizlikten medet ummak sadece aklın değil, aynı zamanda izanın da yokluğuna işarettir.

Akıldan ve izandan bu kadar uzaklaşan bir toplumun başına iyi bir şey geldiği asla görülmemiştir.

AKP ve lideri partinin kuruluşundan bu yana sürekli suçlayacak birini aradılar, biriyle kavga etme ihtiyacı hissettiler.

Bunu, güçlerini göstermenin en kolay yolu olarak gördüler.

Önce TSK, sonra iş dünyasının bir bölümü, TÜSİAD, medya, medya patronları, Aydın.

23 yıllık iktidarı boyunca AKP ve güçlü lideri tüm bunlarla kavga etti.

En azından kavga ediyormuş görüntüsü verdi.

Zannederim medyaya ilk büyük atakları, benim başında olduğum Sabah-ATV grubuna hukuksuz biçimde el koymaları ve el koymanın hukuksuz olduğunu söyleyen yargı kararına uymamaları oldu.

Bu yapılırken, Aydın Doğan medyası da yapılana destek verdiğinde onlara “Bizden sonra sıra size gelecek” demiştim.

Sonrasında iktidar Aydın Doğan’la kavga ederken bir yandan da her istediğinde görüşüyor ve pek çok konuda destek veriyordu ancak yine de birbirlerinden pek hoşlanmadıkları da açıktı.

Sonra Doğan da çıktı medyadan.

TÜSİAD ise çoktan pes etmişti.

Patronların başkanı olmak için yarıştıkları dernekte, başkanlık koltuğu ateşten gömleğe dönüştü. Büyük patronlar araziye uydular.

TÜSİAD Tuncay Özilhan ve Ümit Boyner’den sonra sessizliğe gömüldü. Hatta buldukları her fırsatta iktidarı övdüler. Güler Sabancı’nın ağzını yaya yaya yaptığı övgüler hâlâ kulaklarımızda.

AKP ve lideri için kavga edecek kimse kalmamıştı.

Güçsüz rakipleri dövmek istenilen etkiyi yaratmıyor hatta tersi bir imaj oluşturuyordu.

TÜSİAD’in çıkışıyla ringde dövülecek biri bulundu.

Ve şimdi toplumda öyle güvensizlik var ki, muhalif kesimin önemli bir bölümü TÜSİAD’in bu çıkışının ve sonrasında verilen görüntülerin danışıklı dövüş olduğunu, zayıflayan iktidara kavga etme fırsatı verilerek oylarını konsolide etmelerine imkan sağlama operasyonu olduğunu düşünüyor.

Yani TÜSİAD ile AKP’nin bu işi birlikte tezgahladığına inananların sayısı hiç de az değil.

Elbette durum bu değil ve bence TÜSİAD çıkışında son derece samimi.

Ama yılların suskunluğu öylesine bir güvensizlik oluşturmuş ki, bu teoriye bile inananlar yok değil.

Ben Turhan ve Aras’ın samimiyetinden zerre şüphe duymuyorum.

Bir suçları var ise konuşmak değil, şimdiye kadar susmuş olmak.

Sadece hakem değil Federasyon başkanı da yabancı olmalı

Bilirsiniz, palavradan kabadayılar vardır.

Ortalıkta delikanlı pozunda gezerler ama aslında göğüslerinde bir yürek yoktur.

Biraz gücü görünce tırsar, kendisinden güçlüyü görünce hemen yaltaklanırlar.

“Yalancı pehlivan” derdi rahmetli anneannem böylelerine.

TFF Başkanı da tam bu imajı uyandırıyor.

Kulüp başkanı iken hakem rehin alarak adını duyuran bu kişi kısa süre önce HT Spor’da Mehmet Ayan’ın karşına oturduğunda “Ben burada olduğum müddetçe yabancı hakem olmaz” diye üzerine basa basa konuşmuş, yemin etmişti.

Ayan’ın ısrarı üzerine de beş kere “Yabancı hakem gelmeyecek” diye bas bas bağırmıştı.

Önce VAR’a, şimdi de orta sahaya yabancı hakem getirmek isteyen bizzat kendisi.

İşte bunların delikanlılığı bu kadar.

Bu tiplerin sözüne bu kadar güvenebilirsiniz.

Tipik bir kof kabadayı.

Peki yabancı hakem gelmeli mi!

Vallahi bana sorarsanız geç bile kalındı.

Türkiye ligine yıllar önce yabancı hakem gelmeliydi.

Gelmeli.

Ama bir maça değil.

Tüm maçlara.

Çünkü her maç aynı önemde.

Galatasaray-Fenerbahçe maçının puanı da üç, diğer maçların da.

Eğer yabancı hakem gelecekse, ki gelmesi gerektiğini yıllardır söyler, yazarım tüm maçlara yabancı hakem gelmeli.

Galatasaray Başkanı olsam tüm maçlara yabancı hakem gelmesi koşuluyla teklif kabul ederim.

Ama aslında konuyu sadece yabancı hakemle de sınırlamamak lazım.

Bence yabancı federasyon başkanı ve yönetimi de getirmeliyiz.

Çünkü asıl sorun orada.

Hakem rehin alan adamı federasyon başkanı yapacağımıza, adam gibi bir yabancıyı başkan yapmak daha doğru olmaz mı!

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?

Çalıştırdığımız insanlar kadar kaliteli olabileceğimizi anladığımız zaman.

FatihAltaylı
X’te yanıtla

X’te yazı hakkında yorumlarınızı paylaşın.

FatihAltaylı
  • Geçmiş yazılar

TümüFatihAltaylı
Bize Biraz Müsaade
Köşe Yazıları
Bize Biraz Müsaade

Fatih Altaylı

Ekim 6, 2025

Silivri Günlüğü - 73
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 73

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

Silivri Günlüğü - 72
Köşe Yazıları
Silivri Günlüğü - 72

Fatih Altaylı

Ekim 2, 2025

  • Videolar

TümüFatihAltaylı
Türkiye’deki üniversitelerin son durumu ne? görseli
4 Gün Önce
FatihAltaylı
YouTube
Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile Bilim EkstraTürkiye’deki üniversitelerin son durumu ne?Merhaba! Artık "Bilim Ekstra" programımızda çok özel bir konuğumuz var: Prof. Dr. Emre Onur Kahya! Prof. Dr. Kahya, bizimle fizik ve yapay zeka alanlarındaki bilgisini paylaşacak. Fizik dünyasının gizemlerine inerken aynı zamanda yapay zeka ile ilgili son gelişmeleri keşfedeceğiz. Hem temel kavramlar hem de son teknolojiler hakkında bilgi sahibi olacak ve geleceğin bilimine bir adım daha yaklaşacağız. Bu özel programda, Einstein'dan Newton'a, Schrödinger'den Feynman'a kadar fizik tarihindeki önemli isimlere göz atacağız. Ayrıca, kuantum mekaniği, görelilik, yapay zeka ve uzay-zaman gibi heyecan verici konuları da keşfedeceğiz. Prof. Dr. Emre Onur Kahya ile fizik hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenmek için bu videoyu kaçırmayın! Bilimi ve evrenin sırlarını keşfetmeye hazır mısınız? 00:00 Giriş 00:38 Üniversitelerin güncel durumu 09:23 Üniversitelerin sıralaması 13:01 İTÜ puanlarının dağılımı 16:34 Kapanış Prof. Dr. Emre Onur Kahya'nın bölümde bahsettiği web sitesi: https://www.nature.com/nature-index/country-outputs/Turkey
Ekim 15, 2025
Bağışıklık sistemimiz bize zarar verebilir mi? görseli
FatihAltaylı
YouTube
Emrah Safa Gürkan & Semih Tareen - Teke Tek BilimBağışıklık sistemimiz bize zarar verebilir mi?Siemens “Geleceği Merak Edenlere” mottosuyla programımızdaki sponsorluğuna devam ediyor. Teke Tek Bilim programımızın tarih, bilim felsefesi, inovasyon ve keşiflerle dolu yolculuğunda, Siemens mühendisliğinin gücünü ve Siemens teknolojisinin getirdiği olanakları kullanarak dünyamızı daha iyi bir yer haline getirme çabasını hep birlikte deneyimliyor olacağız. Siemens’in yeni kahve makinesi EQ900 Plus, farklı kahve çekirdeklerini birbirine karıştırmamak için özel olarak hazırlanan çift çekirdek haznesi ve 32 farklı çeşit dünya kahvesiyle Teke Tek Bilim programımıza keyif ve lezzet kattı. 00:00 Giriş 06:02 Gen terapisi nedir? 09:16 Anne karnındaki bir bebeğe genetik müdahale yapılabilir mi? 10:20 Genlerle oynayarak "Süper İnsan" yaratmak mümkün mü? 12:20 Tarihte genle ilgili kaç tane paradigmik kırılma var? 14:31 Vücudumuza faydalı olabilecek virüsler var mı? 16:21 Virüslerin coğrafi dağılımı var mı? 18:14 Bağışıklık sistemi nasıl çalışır? 20:05 Periferik Bağışıklık Toleransı çalışması nedir? 25:13 Virüsler kansere neden olur mu, kanser neden oluşur? 28:50 Gen Terapisi Türkiye'de ne kadar aşama kaydetti? 36:45 Bilimsel araştırmaların daha başarılı olabilmesi para kazanmakla paralel bir ilişkiye mi sahip? 40:30 Aşı ve ilaç karşıtlarının komplo teorileri doğru mu? 43:25 Sağlığın kapitalizme eklemlenmesi ilaç sektörünü etkiliyor mu? 47:00 Sosyal medyada sağlıkla ilgili dolaşan bilgilerin gerçek mi yoksa spekülasyon mu olduğunu nasıl anlarız? 52:10 Her aşı ve ilacın yan etkisi var mıdır? 52:50 Özel sektör ve bilimin bir araya gelmesi çıkar çatışmalarını beraberinde getirir mi? 57:05 Covid-19 aşı olmasaydı kendi kendine geçer miydi ve neden bu kadar ölümcüldü? 1:00:49 Aşılar virüsleri yenebilecek mi? 1:02:45 Covid dönemindeki aşılar nasıl bu kadar hızlı geliştirildi? 1:11:02 Türkiye'de bu alanda gelişmek için ne yapılabilir? 1:19:28 Bu alana ilgi duyan gençlere ne tavsiye ediyor? 1:27:35 Semih Tareen'in bilim dışında ilgilendikleri? 1:34:00 Kapanış
Ekim 12, 2025
"Yaratıcılık, özgürlük içinde ortaya çıkıyor" görseli
FatihAltaylı
YouTube
Bedia Ceylan Güzelce & Altan Erkekli"Yaratıcılık, özgürlük içinde ortaya çıkıyor"Teke Tek Bilim ▷ https://www.youtube.com/@TekeTekBilim YouTube kanalına abone olmak için ▷ http://bit.ly/FatihAltayli Gazeteci - Yazar Fatih Altaylı, Youtube kanalına özel gündemi yorumluyor. 00:00 Giriş 01:26 Bir günü nasıl geçiyor? 04:56 Zamanın hızlı geçtiğini düşünüyor mu? 06:39 Güzel şeyleri görmek için ne yapılmalı? 08:55 "Şifa Niyetine" oyunu 12:49 Aile yaşantısı 14:06 Hayatına dokunan öğretmeni 16:08 Sahneye attığı ilk adım 26:38 Neşesini nasıl taze tutuyor? 28:32 Kuşaklar arasındaki çatışmayı nasıl değerlendiriyor? 34:48 Seyircide neler değişti? 41:00 Umutsuzluğa kapıldığı zamanlarda ne yapar? 42:09 Televizyon dizileri hakkında ne düşünüyor? 43:40 Dizi senaryoları hayatla örtüşüyor mu? 46:15 İnsanları güldürmek zor mu? 47:09 Yatılı okul hayatına neler kattı? 50:16 Kendisini nereye ait hissediyor? 51:26 Tiyatroların durumuyla ilgili ne düşünüyor? 54:30 Sanat hâlâ insanları değiştirme gücüne sahip mi? 1:01:24 Anlamakta en zorlandığı duygu 1:01:23 Bir Demet Tiyatro 1:04:50 Kapanış
Ekim 12, 2025